Eleştiri: Dunkirk


The Dark Knight, Memento, Interstellar gibi müthiş filmlere imza atmış ve son filminin üzerinden 3 yıl geçmiş bir yönetmenin yeni filmi vizyona girdiğinde beklentiler hayliyle yüksek oluyor. Fragmanlarından da takip ettiğimiz kadarıyla Dunkirk bize yanıltmayacak görünüyor(du). Peki gerçekten öyle mi?


Kurgu bir film çekmekle tarihi bir film çekmek çok farklı şeyler. Kurgu filmi istediğiniz gibi eğip bükerken, tarihi filmde sizi sınırlayan gerçekler vardır. Hazır bir hikayeyi filme çekmek kolay görünsede nasıl anlattığınız önemlidir. İşte usta bir yönetmen de burada devreye girer. Ve Christopher Nolan da Dunkirk'te tam olarak bunu yapıyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlardan kaçan İngiliz ve Fransız askerlerinin Kuzey Fransa'da yer alan Dunkirk sahil bölgesinde sıkışıp kalmasını ve bu bölgeden kurtarılmasını anlatan film baştan sonra aksiyon dolu. Sizi bir dakika bile koltukta rahat oturtmayan yönetmene, muhteşem müzikleriyle Hans Zimmer eşlik ediyor. Ki Zimmer'ın müzikleri filmi bambaşka bir boyuta geçiriyor ve sizi filmin içine çektiği gibi son sahneye kadar bırakmıyor. Diyalogların son derece az olduğu filmde bir başrol oyuncusu bulmak da zor! Havada, karada ve denizde takip ettiğimiz bir kaç kişinin dışındaki herkes figüran! Tabii ki bu yönetmenin bilinçli bir seçimi. Sizi bir kişiye bağlı bırakmıyor. Bir tarafta canını kurtarma derdindeki askerler, diğer yanda askerleri kurtarmak için hayatlarını riske atan siviller; bir yanda askerleri korumaya çalışan 2 pilot, diğer yanda Churchill'in istediği 30 bin askeri kurtarmaya çalışan bir subay.

Savaşın tüm acımasızlığını size müthiş bir şekilde anlatıyor yönetmen. Arkanızdan gelen kurşunlar, üstünüze yağan bombalar, denizin altından gelen torpidolar...

Filmin sinema dili, görüntü yönetimi, müzikleri müthiş; ancak savaştan kaçmanın ne kadar kahramanvari bir şey olduğu tartışılır! Kendisi de İngiliz olan yönetmenin tarafsız olmasını bekleyemeyiz/beklemiyoruz da. Ama bu durum İngiliz ve Fransız olmayanların canını sıkabilir hatta kimileri için filmin tadını kaçırabilir.

Filmin sonunda da öğrendiğimiz üzere dönemin İngiltere Başbakanı Churchill, Dunkirk tahliyesi sonrası "Bu kurtuluşu zafer olarak saptamamak için çok dikkatli olmalıyız. Savaşlar tahliyelerle kazanılmaz" diyor. Hatta kimi askerler utançlarından yüzlerini bile saklıyor ama milliyetçi duygularını gizlemeyen yönetmen kahraman olduklarında ısrarlı.

Dunkirk mutlaka sinemada izlenmesi gereken müthiş bir savaş filmi. Etkisini TV'de ya da bilgisayar ekranında yakalayamayacağınızı altını çizerek belirtmem gerekiyor. Kolay kolay bulamayacağınız bir film, fırsat varken kaçırmayın...






blog comments powered by Disqus
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Web Analytics