LOST'un finaline dair

Lost beğenin beğenmeyin TV tarihinde milat olmuş bir dizi. Dün gece de büyük finali yapıldı. Finalden tatmin olanlar, olmayanlar; sorulara cevap alanlar alamayanlar v.s. forumlarda bir ton yorum yapılıyor. Divxplanet forumlarında gezerken rastladığım PythonIII isimli arkadaşın yorumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Lost'u baştan sona 'Büyük resim'den 'final'e kadar kısaca özetlenmiş. Bakalım siz tatmin olacak mısınız...

---- Büyük Resim ----

Aslında ilk zamanlarda adaylık filan yok. O rahatsız kadın sıradan insanları ışıktan uzak tutuyor sadece. Ne zaman ki Jacob kardeşini o kuyuda öldürüp Black Smoke'a dönüşmesini sağlıyor işte o zaman başlıyor adaylık işi... Işık korunmaya o zaman ihtiyaç duyuyor. Jacob da başlıyor adaya adam toplamaya...

- İlk getirilenler Black Rock ekibi...

Black Smoke tarafından çatır çatır öldürülüyor çoğu. Geriye kalıyor Ricardo. Onu kullanarak Jacob'ı öldürmeye çalışıyor MIB... Bu henüz ilk denemesi ve büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Jacob Richard'ı ikna ederek yardımcısı olmasını sağlıyor. Böylece adaya getirdiği insanları MIB'e karşı uyarabiliyor.

Black Rock'tan kalmış olan bir avuç insan bizim Others olarak bildiklerimizi oluşuturuyor. (Hatırlarsanız hepsi İngiliz aksanıyla konuşuyordu) Richard onlara göz kulak olsun diye Jacob tarafından görevlendiriliyor.

- ABD askerleri adayı bulur....

Işığın korunması gerektiğini hatırlıyor Jacob, ve Others'ı askerlerin üzerine salıyor. Askerlerden Others'a katılanlar oluyor. (Bazılarının taşıdığı ordu çakıları vs...)

- Dharma adaya gelir...

Others ile aralarında savaş çıkıyor. Sebebi ise; gelişmiş teknolojileriyle ışığın kaynağını bulmaya en yakın olanlar olmaları. Hatta buluyorlar da... Swan istasyonunu kuruyorlar üstüne(veya yanına). (İstasyonun önünden akan küçük suyu hatırlarsınız...)

Richard, Jacob; Benjamin ise Richard tarafından ikna edilerek Dharma adadan siliniyor. Others çadırda yaşamak yerine Dharma'nın yaptığı barakalarda yaşamayı tercih ediyor. Bir süre sonra aile hayatı vs şeyler nedeniyle adaya olan görevlerini 2. plana atıyorlar. Bu sıralarda da "bir şekilde" çocuk doğurup aile kurmaları engelleniyor. Fakat bu Others'ı yıldırmıyor Jacob'a karşı cephe alıyorlar neredeyse. Adaya doğum uzmanı getirerek sorunu düzeltmeye uğraşıyorlar... (Hikayenin en kilit kısmı zaten burası)

- Oceanic tayfası adaya gelir...

Jacob, Others'a olan inancını yitirdiğinde aklına daha parlak bir fikir geliyor ve geçmişini unutmak isteyen bir avuç yürekli insanı adaya getiriyor. Bazılarına da 'süper güçler' bahşediyor. (Ölülerle konuşma, geleceği görme...) Hatta birisi var ki Jacob'ın kim olduğunu bilmezken bile adadan emirler alıp uyguluyor...

Jacob artık Others'a yardım etmediği için bu yeni grubu ortadan kaldırabilecek bir planları olmuyor. Bizimkiler adada anormal işler döndüğü farkettilerinde ise çoktan adayı terk etmiş oluyorlar. Adayı terk edenler ise ne ilginçtir ki en çok ayrılmak isteyenler.

Bir süre sonra aslında hayatlarında dönecek hiçbir şeyleri olmadığını farkedip adaya geri dönmeye çalışıyorlar. Yalnız bir kişi hariç... O da Kate(İzninizle derin bir "offff..." çekmek istiyorum adını zikrettikten sonra). Sebebi anne olması. Jacob tarafından adı çiziliyor güzelin...

Konuya dönersek; adaya dönen ekip 77'ye giderek Dharma'nın sonunu hazırlıyor. Böylece Jack de inanmaya başlıyor... Ama bomba patladıktan sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediği farkettiğinde asıl yapması gerekenin bu olmadığını da anlıyor.

Bizimkiler Jacob'ın son kalesi olan Temple'a sığınıyorlar... Black Smoke orayı dağıtıyor...
Bizimkiler adayı terk etmeye çalışıyorlar... Black Smoke buna da izin vermiyor.

Jacob yüzünü gösteriyor. Onları neden adaya getirdiğini, ne yapmaları gerektiğini bir bir anlatıyor... Jack, denilenleri yapıyor. Kendisini feda ediyor. Yüzyıllar sonra Black Smoke yok oluyor... Böylece adanın kaderi de tamamlanmış oluyor...

---- Gelelim Karakterlerimize ----

Boone, Shannon, Libby, Ana-Lucia, Eko, Charlie, Charlotte, Daniel, Juliet, Sayid, Sun, Jin ve Jack... Bu adamlar adada öldüler... Locke ve Michael ise ada dışında öldü...
Hurley, Benjamin, Rose ve Bernard adada; Kate, Desmond, Sawyer, Claire, Richard, Miles ve Lapidus ise adadan kurtularak ömürleri yettiğince yaşadılar...

Eninde sonunda Christian Shephard'ın da dediği gibi "Bazıları Jack'ten önce, bazıları ise çok uzun zaman sonra ölüyor" ve flashsideways'te buluşuyorlar. Hepsi normalde hayatlarında yaşamayı dilediği gibi yaşıyor... Sonunda ise birbirleriyle hasret gideriyorlar... Böylece karakterlerimizin kaderi de tamamlanmış oluyor...

- - - - DESTINY FOUND - - - -


Aslında kilisedeki o son buluşma o kadar duygu yüklüydü ki...

Biz olayları Jack'in gözünden takip ettik 6 sezon boyunca... Bizim için kilisedeki olaylar Jack'in gözlerini kapatmasıyla başladı. Fakat Kate'i düşününce (Jack'e "Seni o kadar özledim ki..." deyişi mesela) veya Sawyer'ın Juliet ile kavuşması... Hugo'nun, adada ona uzun yıllar yardım ettiği için Ben'e teşekkürü...
Enhanced by Zemanta

blog comments powered by Disqus
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Web Analytics